11 Ağu 2018

Half Girlfriend - MAYBE, BABY !

Lise döneminde kuzenim vasıtasıyla tanıştığım bollywood filmleri, bugün hala en sevdiğim film türleri arasında yer alıyor.
Filmlerde kullanılan müziklerden tutun rengarenk kıyafetlerin içinde dans eden insanlara kadar her şey göze o kadar hoş geliyor ki, bir an gerçek dünyadan kopup filme kaptırıyorum kendimi.
Geçtiğimiz gece bir türlü uyku tutmayınca doğruca bilgisayarımı açtım ve bir film sitesine girip, seyredebileceğim bir film aramaya başladım. 
Sonuç olarak seçtiğim filmin adı, başlıktan da okuyabildiğiniz gibi "Half Girlfriend" filmiydi. 
Dürüst olmak gerekirse başta bu filmi bu kadar seveceğimi hiç düşünmemiştim. 
Herkesin gerek kendi hayatından gerekse çevresinden gördüğü veya duyduğu bir olayı mutlaka bu filmde bulacağına inanıyorum. 
Alışılmışın dışında bu kez daha çok "modern" döneme ait bir hikaye filmde işleniyor. Genellikle bugüne kadar izlediğim bollywood filmleri daha çok "geleneksel" tarzda olduğu için bu filme bir şans vermek istedim ve izlemeye başladım.
Baş rollerini Shraddha Kapoor (Riya Somani) ve Arjun Kapoor'un (Madhav Jha) paylaştığı senaryosunu dünyaca ünlü "3 Idiots" filminin senaristi Chetan Bhagat'ın üstlendiği filmde işlenen konu iki kişi arasında geçen alışılmışın dışında bir aşk hikayesidir.


  

 Annesiyle birlikte Hindistandaki Bihar eyaletinin küçük bir köyünde yaşayan Madhav Jha (Arjun Kapoor) Üniversite öğrenimi için Yeni Delhi'deki St.Stevens Üniversitesine gider. 
Orada okulun en popüler kızı olan Riya Somani'yle tanışır.



        
Kurdukları basketbol arkadaşlığı bir süre sonra adını koyamadıkları bir arkadaşlığa dönüşür. Beklenmedik bir anda yanış anlaşılmalardan ötürü aralarındaki arkadaşlık sona erer ve kısa bir süre sonra Riya okulu bırakır. 



Film hakkında yaptığım bu kısa tanıtımın yeterli olduğunu umuyorum. Gönül isterdi ki filmin en etkilendiğim sahneleri hakkındaki duygularımı sizinle paylaşayım fakat bu kadarından fazlası spoilere girer :)  
Sadece şöyle bir ip ucu verebilirim. Eğer siz de benim gibi sulu gözlü bir izleyiciyseniz mendilinizi hazırda tutun :)

- İyi Seyirler -  

29 Tem 2018

NYX Strobe Of Genius - ILLUMİNATİG PALETTE

Merhaba Arkadaşlar,

bugün sizlere NYX markasının sıkça adını duyurduğu NYX Strobe Of Genius illuminating paletini tanıtacağım.
Bu Highlighter Paleti sayesinde yüzünüzün bazı kısımlarını öne çıkarabilirsiniz. Bir Fan fırça yardımıyla, elmacık kemikleriniz, kaş kemeriniz ve burun kemeriniz gibi yüzünüzün yüksek bölgelerine uygulayabilirsiniz. 



Palette 7 adet renk bulunuyor. Hemen hemen her cilt tonuna uyum sağlayabilecek renkler bulabilirsiniz.
Ben şahsen daha esmer bir cilt tonuna sahip olduğum için alt sıradaki ortanca rengi tercih ediyorum.
Farlar sedefimsi bir yapıya sahip ve kolayca ciltte dağıtılabiliyor.




Sol taraftaki resimde gördüğünüz renkleri daha çok elmacık kemiklerime ve ara ara mat bir farın üzerine hafif ışıltılı bir görüntü elde etmek için göz kapağıma uyguluyorum.Sağ taraftaki resimde gördüğünüz renkleri ise daha çok göz pınarlarına, kaşımın kuyruk kısmına ve burun kemerime uygulamayı tercih ediyorum.

Şimdiye kadar ürünle ilgili hiç bir şikayetim olmadı. Yaklaşık 1 yıldır severek kullandığımı söyleyebilirim.
Umarım bu yazımla, ürün hakkında aklınızda bir fikir oluşmuştur. 
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere :) 



28 Tem 2018

Hayatım Dizi Olsa

Uzun zamandır bulunduğum ev halinden çok sıkılmıştım. Yatağımın üzerine oturup düşünmeye başladım "Ne sıkıcı geçiyor hayatım, hiç heyecan yok, aksiyon yok, çok monoton ya!" 
Günlük yaptığım işler 3 aşağı 5 yukarı değişmiyordu; Sabah kalk, kahvaltı yap, evde halledilecek işleri hallet ve son olarak yatağının üzerine otur, bilgisayarını aç ve İnternet'te gezin. 
Evet son 1 yıldır, ara ara arkadaşlarımla buluşmak dışında, hayatımın özeti tam olarak bu.
İnternet'te gezinirken yaz sezonunda kaçınılmaz olan ve her yıl farklı bir kopyası yayınlanan yaz dizileri ısrarcı bir şekilde Youtube önerilerinde karşıma çıkıyordu. 
En sonunda bir tanesinin üzerine tıklayıp izlemeye başladım. Diziyi izlerken kendimi bayağı kaptırmışım. Dizideki kızın hayatı sürekli bir aksiyon halinde ilerliyor, bir günü diğer gününe denk olmuyordu. 





Kendi kendime "Of ya, hayatım dizilerdeki gibi olsa keşke." dedim. 
Acilen benim bu monoton hayattan kurtulmam lazım düşüncesiyle farklı iş arama sitelerine kayıt olup, iş ilanlarına başvurmaya başladım.            
Bir kaç olumsuz görüşmenin ardından nihayet bir iş başvurusundan olumlu bir geri dönüş aldım. 
İnanamıyordum! Sonunda istediğim gibi bir iş bulmuştum ve üstelik bu benim ilk işim olacaktı. Artık elveda ev hayatı moduna iyice girmiştim. 
Nihayet iş görüşmesinin gerçekleşeceği gün geldi çattı. Tam vaktinde ofise vardım. Ofisten içeriye girer girmez karşılaştığım, platin sarısı saçlı, yüzünde belirgin bir şekilde estetik dokunuşları olan bayana " Merhaba, ben Ece Hanımla görüşecektim" cümlesini tamamlamama fırsat vermeden "Hoş geldin canım, Ece ben." diyerek karşılık verdi.
Açıkçası müstakbel Patronumu böyle hayal etmemiştim. Fazla bakımlı, değişik bir konuşma stiline sahip ve biraz takıntıları olan biri gibi duruyordu. Benim içimden bir ses öyle diyordu en azından. Ama hemen aklımdan bu ön yargıları atıp görüşmeye odaklandım. Görüşmenin neticesi olumlu sonuçlandı. 
Ertesi gün tam saat 9'da ofisteydim. Birlikte çalışacağım yeni is arkadaşım Aslı'yla kısa bir tanışma faslından sonra yeni işime yavaştan bir giriş yaptım.
Bazı dosyaları incelemeye başladıktan kısa bir süre sonra Ece hanım ofise geldi. Aradan 10-15 dakika geçmeden Aslıyı yanına çağırdı. 
Ece hanımın benden incelememi istediği dosyaları incelediğim sırada birden odaya hızlı bir giriş yapan Aslı, elindeki poşetin içinden iki tane deodorant çıkarıp bana doğru uzatarak "Hangisini istersin?" diye sordu.   
Bana yönelttiği bu soru karşısındaki şaşkınlığımı yüz ifademe vurarak "Efendim? Anlamadım?" diye karşılık verdim. 
Sorusunu tekrar eden Aslıya, hala yaşadığım şaşkınlık hali içinde "Pembesini alıyım dedim."
Galiba kendine deodorant almaya gitmiş, bana da hoş geldin hediyesi olarak bir tanesi hediye etmek istemiş, diye düşünerek işime devam ettim. Aslı bana doğru dönerek "Ama burada sıkmayalım, gel birlikte lavaboya gidelim" dedi.
Bir yandan Aslının peşinden gidiyor, diğer yandan neler olduğunu anlamaya çalışıyordum. Lavaboya girdikten sonra aslı kapıyı arkamızdan kilitleyerek kısık bir sesle "Ya, Ece hanım biraz böyle şeylerde takıntılı da. Güzel kokmamızı istiyor." dedi. 
O an yaşadığım şoku hala unutamıyorum. Hemen aklıma "Of ya! Hayatım dizilerdeki gibi olsa" lafı geldi. 
Dizilerde kaprisli, takıntıları olan kadın patron tiplemesi sadece dizilerde olur sanıyordum o güne kadar. Gerçeğiyle bir gün karşılaşacağım aklımın ucundan geçmezdi herhalde. 
Sonrasını tahmin etmek zor değil tabii ki. Yeni başlayan iş hayatım başlamadan sona erdi.

Half Girlfriend - MAYBE, BABY !

Lise döneminde kuzenim vasıtasıyla tanıştığım bollywood filmleri, bugün hala en sevdiğim film türleri arasında yer alıyor. Filmlerde kulla...